Gravity... Oscar'ı verdim gitti..

Evetttt hayırlara vesile olması dileğiyle, kişisel, 2014 Oscar Maratonumu başlatıyorum ;) Bu kapsamda da izlediğim ilk film Gravity'i sizlerle paylaşıyorum.
Sanırım yüksekten bir giriş yaptım. Zira daha hiç daha diğer filmleri izlemeden Oscar'ı Gravity'e verdim gitti!....
Nasıl bir yaratıcı zeka, nasıl bir teayül yeteneği.. Bir de 3D sinemada izleseydim nasıl olurdu dedirten cinsten (siz kesin öyle yapın, şansınız varsa, mutlaka) sizi içine aldıran atmosfer. Şaştım kaldım. Olay tek bir yerde, tek bir kişiyle geçiyor ve siz gözünüzü kırpmadan, heyecandan gebererek, sanki orada olayı siz yaşıyormuşcasına kendinizi kaptırarak izliyorsunuz anlatamam.
Ancak eğer ki klostrofobik iseniz bir düşünün derim. Zira olmama rağmen ben bile kadınla beraber nefes alıp verdim, o nefessiz kaldıkça, ben sanki oradaymışım gibi nefes alamadım, nefesimi tuttum. O seslerin kullanılışı ve hatta o sessizliğin kullanılışı.. Tüm bu kullanışla size bir ton kelimenin diyebileceği, düşündürteceği şeyi bir çırpıda hissettirmesi, sizi alıp götürmesi, var oluş hakkında düşündürtmesi, her şeyin başı hakkında düşündürtmesi. Mini mini ayrıntılar, cümleler, objeler ile hiç siz fark etmeden her şeye dokundurtması, refere etmesi - gönderme yapması..
1.5 saatlik filme tüm dünyanın yaşı kadar bir zaman algısını sıkıştırabilmesi..
En iyisi mi ben daha hiç konuşmayım ve siz hemen ama hemen izlemeye başlayın ve şoke olmaya hazırlanın..

Comments